Gayrimenkul Ana Motorunu Kaybetti

Bedava öğle yemeği yok. Her şeyin bir maliyeti vardır ve çoğu şey maliyetlerini parayla ölçer. Peki para maliyetini nasıl ölçer? Faiz oranlarında. Ve herkesin bildiği gibi, paranın maliyeti tavan yapıyor.

Mortgage oranları %7'nin üzerinde geri döndü. İnsanların, banka kredilerinin yıllıklarında, ipotek oranlarındaki son %3 seviyesinin muazzam bir sapma olduğu gerçeğini tablolarına sarması zor. Son 5 yılda ipotek oranı nadiren %2008'in altına düştü. Sadece 4 mali krizinin ardından oranlar %XNUMX'ün altına düştü.

80'lerin başına dönersek, ipotek oranları zirvede %18'e ulaştı. Neyse ki, bu da bir anormallikti; Fed Başkanı Volcker'ın "" kampanyasının doğrudan bir sonucuydu.enflasyonun belini kırmak” (Bu süreçte herhangi bir popülerlik yarışması kazanmadı.)

Rakamları nasıl yönetirseniz yönetin, ipotek oranları 1982'den beri düşüyor. İki elli yıldaki bu büyük düşüş, tarihin en büyük iki balonuna yol açtı: emlak ve tahviller. Birkaç kesintili duraklama dışında, her iki varlık sınıfının da fiyatı acımasızca yükseldi - o kadar ki, müziğin durabileceği hiçbir zaman gerçekten hiçbir takdir yoktu. 15 yıl önceki konut krizi sırasında bile, oranlarda hızlı bir düşüş on yılı kurtardı.

Emlak fiyatı tsunamisini doğuran büyük kuyruk rüzgarı sona erdi. Ekonomistlerin beklediği gibi Fed, Fed Fon oranını iki yıl içinde tekrar %3'e düşürecek olsa bile, oranlar muhtemelen hiçbir zaman son on yıllarda olduğu gibi zirveden dip noktaya düşüşü göstermeyecek. Gayrimenkul ana motorunu kaybetti - sadece döngüsel anlamda değil, aynı zamanda seküler anlamda da.

İyi fiyatlı gayrimenkul her zaman iyi bir yatırım olacaktır. Ne de olsa içinde yaşayabilir, ona dokunabilir, hissedebilir ve bunu enflasyona karşı korunmak için kullanabilirsiniz. Ancak (hemen) geçmiş muhteşem yılların kazanımlarını tekrarlamak istiyorsanız, bedava öğle yemeği diye bir şey olduğuna da inanabilirsiniz.

Kaynak: https://www.forbes.com/sites/jamesberman/2023/03/08/real-estate-has-lost-its-prime-engine/